
Yahya Kemal BEYATLI
1884-1958Asıl ismi Ahmed Agâh olup 1884 yılında doğmuştur. Üsküplüdür. İleride alacağı “Beyatlı” soy ismi, aile kökeninin dayandığı Rumeli Sancak beyi Şehsuvar Paşa’dan gelir. Babası İbrahim Naci Bey, annesi Nakıye Hanımdır. Dini ve milli hassasiyetlere sahip görgülü bir kadın olan annesi, geleneksel Osmanlı kültürüyle yetiştirdiği oğlunun, ileride özlemle yâd edeceği ve hatta şiirlerine aksettireceği çocukluğunun kültürel bilincini ve mihenk taşını oluşturmuştur.
Eğitim hayatına doğduğu şehir olan Üsküp’te başlamış, Yeni Mektep’te ve Mekteb-i Edeb’de öğrenim görmüştür. 1895 yılında Üsküp İdadisi’nde orta öğrenimine başlamış sonrasında Selanik İdadisi’ne geçiş yapmıştır. Bu dönemlerde yazdığı şiirlerde “Esrar” mahlasını kullanmıştır. 1902 yılında idadiyi tamamlaması için İstanbul’a gönderilmiştir. Dönem ortası olması sebebiyle eğitimine başlayamamış ve bu süreç, dönemin siyasi çalkantılarından etkilenmesine sebep olmuştur. İrtika, Malumat gibi Servet-i Fünun akımını benimseyen dergilerde “Agâh Kemal” mahlasıyla şiirler yazmıştır. II. Abdülhamit hükümetinin istibdat eleştirileriyle sarsıldığı 1903 senesinde Paris’e kaçmış ve burada Ahmet Rıza, Sami Paşazade Sezai, Mustafa Fazıl Paşa, Prens Sabahattin, Abdullah Cevdet, Abdülhak Şinasi Hisar gibi meşhur Jön Türklerle tanışmıştır.
1912’de İstanbul’a, Fransızca’yı iyi derecede öğrenmiş, pek çok Avrupa şehrini gezmiş, Batı medeniyetini incelemiş bir halde dönmüştür. İstanbul’da çeşitli okullarda tarih ve edebiyat dersleri vermiştir. Bu okullardan biri olan Darülfünun’da ileride yakın arkadaşı olacak öğrencisi Ahmet Hamdi Tanpınar ile tanışmış, Necmettin Halil Onan, Nazım Hikmet, Mehmet Halid Bayrı gibi önemli isimler öğrencisi olmuştur. 1921-1923 yılları arasında yayımlanan Dergâh isimli dergiyi kurmuş, başyazarlığını yaptığı dergi kadrosunda pek çok önemli şahsiyet yer almıştır. Peyâm-ı Edebî, İleri, Tevhîd-i Efkâr , Pâyitaht, Yarın, Hakimiyet-i Milliye gibi önemli gazete ve dergilerde de yazmıştır. Milli Mücadele’ye destek veren Yahya Kemal, 1922 yılında Lozan barış müzakerelerinde delege olarak görev yapmış, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından farklı yıllarda Urfa, Yozgat, Tekirdağ, İstanbul milletvekili olarak seçilmiştir. Varşova, Madrid, Lizbon ve Pakistan’da elçilik görevlerinde bulunmuştur. Sağlık sorunları dolayısıyla tedavi için zaman zaman Sofya ve Paris’e giden Yahya Kemal, 1 Kasım 1958’de Cerrahpaşa Hastanesi’nde vefat etmiş ve Aşiyan Mezarlığı’na defnedilmiştir.
İstanbul ile özdeşleşmiş yazar, İstanbul nezdinde vatan toprağı ve millet kavramlarına dikkat çekmiş, Anadolu’nun Malazgirt Zaferi’nden başlayarak İstanbul’un fethine ve Osmanlı hâkimiyetine uzanan Türkleşmesini yazılarında işlemiştir. Bilhassa kendi doğduğu topraklar olan Balkan şehirlerine duyduğu özlemi şiirlerine yansıtmıştır. Türk kültürünü ve Müslüman bilincini birbirinden ayırmamış, milli ruhun böylece oluşacağını ve yaşayacağını anlatmıştır. Türk tarihini, Türk edebiyatını ve Türk musikisini şiirlerinde konu edinmiş, camiler, hisarlar ve kabristanlar gibi mimari yapıtların ve şehirlerin milli ruh için önemini vurgulamıştır. Bir Başka Tepeden, Süleymaniye’de Bayram Sabahı, Koca Mustapaşa, Sessiz Gemi, Rindlerin Akşamı en meşhur şiirlerinden yalnızca birkaçıdır. Kendinden sonra gelen Arif Nihat Asya, Tarık Buğra, Faruk Nafiz Çamlıbel, Mithat Cemal Kuntay, Cinuçen Tanrıkorur gibi ünlü isimleri etkilemiş, başta arkadaşı Münir Nurettin Selçuk tarafından pek çok şiiri bestelenmiştir. Ölümünün ardından öğrencisi ve dostu Nihad Sâmi Banarlı’nın teklifiyle, Yahya Kemal Enstitüsü kurulmuş, yazıları ve şiirleri kitaplaştırılmıştır.
Bazı Eserleri: Kendi Gök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgarıyle, Rubâîler ve Hayyam Rubâîlerini Türkçe Söyleyiş, Aziz İstanbul, Eğil Dağlar, Siyâsî Hikâyeler, Siyâsî ve Edebî Portreler, Edebiyâta Dâir, Çocukluğum, Gençliğim, Siyâsî ve Edebî Hâtıralarım, Târih Musâhabeleri, Bitmemiş Şiirler, Mektuplar-Makaleler
Yazıları (84)
Doğu (1942 - 50) 13-15.Sayı 26.Sayfa
Son Teşrin - Sonkanun 1944